Ana SayfaDinimizALLAH’IN TOKADINDAN KORKMAK GEREK

ALLAH’IN TOKADINDAN KORKMAK GEREK

ALLAH’IN TOKADINDAN KORKMAK GEREK

Mustafa ATALAR

Kültür ve Turizm Bakanlığında görev yaptığım bir dönemde hac kafilesi düzenleyen seyahat acentelerinin denetimi için Suudi Arabistan’a gidip dönen kontrolör arkadaşlarımdan birinden dinlediğim bir olay, Müslüman Arap halkının Türklüğe, Türklere ve Osmanlılara bakışını göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Türkiye’den bir heyetin Medine-i Münevvere’de bulunduğunu öğrenen, 90 küsur yaşlarındaki Medineli bir Müslüman onları ağırlamak için evine davet eder. Daveti kabul eden heyete izzet ve ikramlarda bulunulur, uzun süre sohbetler edilir. Adamcağız, bizimkileri bir iki yoklar, fakat arzu ettiği dini, milli şuurun izlerini, eserlerini onlarda bulamaz ve pek belli etmese de buna çok üzülür. Herkesin ayrı bir telden çalması, her birinin çok farklı, abuk sabuk fikirlere sahip olmaları hiç hoşuna gitmez. Vakit bir hayli ilerledikten sonra yaşlı adam kendi yakınlarına dönerek:

  • Siz çıkın! Ben, özel misafirlerimle biraz yalnız kalmak istiyorum! der.

O zamana kadar sohbete katılmış olan kendi oğullarını, damatlarını, yeğenlerini, kısaca bütün yakınlarını dışarı çıkarır. Türkiye’den gelen misafirleriyle yalnız kaldıktan sonra onlara şunları söyler:

  • Ben bunları niçin buradan dışarı çıkardım biliyor musunuz? Bunlar

benim en yakınlarım, oğullarım, damatlarım? Ama bunların hiç biri benim gözümde beş para etmez! Ben bunların hiçbirine zerre kadar güvenmem. Bunların hepsi Suudi ajanı, Amerikan hayranı ve uşağı! Bu yüzden de size söyleyeceklerimi duymasınlar istedim. Gördüğüm kadarıyla sizlerin hepinizin kafaları da bir hayli karışık. Hele bazılarınızın ikilik, ayrılık, gayrılık havaları çalması benim hiç hoşuma gitmedi. Zamanında bizim ülkemizde de bu havaları çalanlar ve dinleyenler çoktu. Biz böyle havaları çalıp, dinlemenin, sonuçta da kendi devletimiz ve milletimiz olan Osmanlı’ya, Türklüğe ihanet etmenin bedellerini çok ağır ödedik, cezasını çok çektik. Bu ödediğimiz bedeller, çektiğimiz çile ve cezalarla kurtulacak olsak ben bunu cana minnet bilirdim ama nerde! Ben, şimdiye kadar çektiğimiz acıların, ödediğimiz ağır bedellerin de günahlarımıza kefaret olmaya yeteceğini sanmıyorum. Bundan sonra başımıza daha neler geleceğini ancak Allah bilir! Görünen o ki, daha çok çekeceklerimiz var! Aslında bizler sadece yaptıklarımız için değil, yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımız, yapamadıklarımız için de hatalı, kusurlu ve suçluyuz. Çünkü iddia edildiği gibi Arapların hepsi Osmanlı’ya ve Türklere isyan ve ihanet etmemişti. Tam tersine büyük çoğunluk devletine, milletine, halifeye candan bağlıydı. Ama dış destekli, örgütlü hainlere karşı sade vatandaş ne yapabilir? Tabii bir de hiçbir şeye karışmadan olup bitenleri sadece uzaktan seyretmekle yetinenler ve hainler de vardı. Osmanlının kendi iç zaaflarından da yararlanan iç ve dış hainler, bizim birliğimizi, bütünlüğümüzü parçaladılar. Sonuçta güya kötüler ve hainler kazandı! Kazandı da ne oldu? Sonuç herkes ve hepimiz için hüsran oldu! O hainlerin ihanetlerinin bedelini bütün bir Arap milleti ödedi ve ödüyor. Size gelince… Siz Türkler, Türkiye Müslümanları ne olursa olsun, bu halinizle ona layık olsanız da olmasanız da, hala bu dinin, bu davanın, devletin, milletin, o şanlı ecdadınız Osmanlı’nın, en yakın mirasçıları durumundasınız. Dolayısıyla en büyük görev ve sorumluluklar yine size düşüyor. Çünkü hilafetin en son sahibi sizlersiniz. Mukaddes emanetler sizdedir. Sancak-ı Şerif sizdedir. Biz sizinle düştük, sizinle kalkacağız. Bütün dünya Müslümanlarının da gözü yine sizin üzerinizde, gönlü de yine sizinle beraberdir. Müslümanlar sizi hala lider ve önder görüyor. Buna layık olabilecek, bunu üstlenebilecek hale gelmenizi bekliyor. Daha fazla geç olmadan, aklınızı başınıza alın! Fakat bakıyorum, sizler de hep başka telden çalıyorsunuz, başka havalar, başka sevdalar peşindesiniz. Ben bu aciz ihtiyar derim ki, aklınızı başınıza alın! Eğer siz, elinizdeki nimetlerin kadrini, kıymetini bilmez, en önemlisi bizim başımıza gelenlerden ders ve ibret almaz, bizim yaptığımız hataları sizler de tekrarlarsanız, bu davayı ziyan eder, bu bayrağı yere indirirseniz size yeminle söyleyebilirim ki çok geçmez Allah’ın tokadını yersiniz. İnanın ki sizin ödeyeceğiniz bedeller bizimkinden çok daha ağır olur. Allah size öyle bir vurur ki, bize vurduğuna da benzemez. Sizin çekeceğiniz acılar, ödeyeceğiniz bedeller bizimkinden çok daha ağır olur. Bizim başımıza gelen felaketlerin bin beteri sizin başınıza gelir. Sakın düşmanlarınızın lafına, sözüne, propagandasına kanıp, aldanıp da birbirinizden ayrılmaya, uzaklaşmaya kalkışmayın. Hele şimdi sizin için birbirinizden ayrılmanın, uzaklaşmanın değil, birbirinize daha çok yaklaşmanın, sarılmanın, kenetlenmenin, bir beraber olmanın vaktidir. Eğer kabul ederseniz, bunlar da benim gibi çok şeyler yaşamış, görmüş geçirmiş bir ihtiyardan size bir dost nasihati olsun!

İLGİLİ MAKALELER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN POPÜLER

SON YORUMLAR