Ana SayfaDosyalarKARAKUŞİ KADI

KARAKUŞİ KADI

KARAKUŞİ KADI

Mustafa ATALAR

Ülkenin birinde yolsuzlukları ve yiyiciliği ile meşhur, Karakuşi Kadı adında bir kadı varmış.
Bir gün bu Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir yemek kokusu gelmiş. Bakmış vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek duruyor. Karakuşi Kadı fırıncıya:


– ‘Bu kızarmış ördeği ben alıyorum! demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Tabii
fırıncı huyunu suyunu çok iyi bildiği kadıdan para, pul bile talep edemeden hemen ördeği paket yapıp teslim etmiş. Aradan fazla bir zaman geçmemiş, ördeğin sahibi çıkagelmiş:

  • Ördeğimi ver! demiş ama fırıncıda ses, seda yok.
  • Hani nerede benim ördeğim? Versene ördeğimi! Hemen ördeğimi istiyorum! diye

tutturmuş. Zavallı fırıncı ne desin, ne etsin? Çaresiz boynunu bükerek:

– Birader sorma! Senin ördek uçtu, gitti! diyebilmiş. Ördeğin sahibi çok inatçı ve cazgır biriymiş:

  • Nasıl uçar? Ben onu bunu bilmem! İlle de ördeğimi isterim! diye diretmiş.

Sadece sövüp saymakla da kalmamış, fırıncıya fiili saldırıda bulunmuş. Fırıncı, kendini savunmaya çalışırken, aralarında şiddetli bir kavga çıkmış.

Fırıncı, kavga sırasında, adamın saldırılarından kendisini fırın küreğiyle korumaya

çalışıyormuş. O arada nasıl olmuşsa olmuş, küreğin sapı ekmek almaya gelen bir gayrimüslimin gözüne denk gelmiş. Adamcağızın gözü çıkmış, bir gözü tamamen kör olmuş. Fırıncı, bu olay karşısında korkup kaçmaya başlamış. Fırınca önde gayrimüslim, onun peşinde çıkmaz bir sokağa girmişler. Fırıncı, adama yakalanmamak için, önüne çıkan duvarın üstünden hemen öbür tarafa atlamış. Meğer duvarın öbür tarafında, mahalle kadınları kendi aralarında oturmuşlar, sohbet muhabbet ediyorlarmış. Kadınlardan birisi de hamileymiş. Fırıncı hiç düşünmeden, can havliyle duvarın öbür tarafına atlayınca hamile kadının üstüne düşmüş. Fırıncı, bu sefer de hamile kadının çocuğunu düşürmesine sebep olmuş. Duruma uzaktan şahit olan hamile kadının kocası da hemen fırıncının peşine düşmüş. İyice panikleyen fırıncı bu sefer de önüne çıkan bir Yahudiye çarpmış, yere devirmiş. Üstü başı çamur, balçık, pislik içinde kalan Yahudi de bu işe çok sinirlenmiş, o da diğerleri gibi fırıncının peşine takılmış…

Fırıncı önde, diğerleri arkada kovalamacaya bir hayli sürmüş. Nihayetinde zabıta ekipleri olaya müdahale etmişler. Hepsini birden yakalayarak, Karakuşi Kadı’nın huzuruna çıkarmışlar. Kadı herkese sırayla meselenin ve şikâyetlerinin ne olduğunu sormuş. Ördeğin sahibi hemen ileri atılıp:

  -Bu adam benim ördeğimi hiç etti! diye şikâyetçi olmuş.  Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
 – Adamın ördeğini ne yaptın? Niye vermiyorsun?

Fırıncı Kadı’nın yüzüne manalı manalı bakmış:
 – Vallahi Kadı Efendi, ne desem bilemiyorum. Ne diyeceğimi ben de şaşırdım. Adama ördek uçtu, diyorum bana inanmıyor! Siz, söyleyin, ben ne diyeyim? diyerek kendini savunmaya çalışmış. Kadı, kara kaplı kitabı açıp karıştırmış. Biraz baktıktan sonra:

  • Hımmm! Ördeğin karşısında ‘tayyar’ yazıyor. Tayyar, ‘uçar’ anlamına gelir.

O halde ördek uçtuysa, uçmuştur. Bu durumda fırıncıya bir suç isnat edilemez! diyerek fırıncının bu suçtan beraatına karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa şikâyetini sormuş. Onun şikâyetine de kara kaplı kitaptan bir madde bulmakta gecikmemiş:


 -Vallahi, kara kaplı kitapta diyor ki: ‘Her bir Müslim, bir gayrimüslimin İKİ gözünü çıkarırsa, o Müslim’in TEK gözü çıkarılır!’ Davacı şaşkın:

  • O zaman şimdi ne olacak, Kadı Efendi? diye sormuş. Karakuşi Kadı:
  • Olacağı şu! Şimdi bu fırıncı senin sağlam kalan öbür gözünü de çıkaracak, biz de

onun tek gözünü çıkaracağız. Böylece adalet de yerine gelmiş olacak! deyince
gayrimüslim hemen şikâyetinden vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu kaybeden hamile kadının kocası, kendi mağduriyetlerinin nasıl giderileceğini sormuş. Karakuşi Kadı:

-Tamam! Doğru söylüyorsun, senin zararının da telafi edilmesi lazım! Bunun için de sen karını bu fırıncıya vereceksin. O da düşen çocuğun yerine yeni bir çocuk koyacak! Böylece kaybın telafi edilmiş olacak. Bu karar karşısında hamile kadının kocası da şikâyetini anında geri çekmiş. Fırıncı bu davadan da yakayı sıyırmış. Kadı sonra Yahudi’ye dönmüş:
-Senin şikâyetin neydi bakalım? diye sormuş. Yahudi hemen ellerini kaldırmış:
– Yok bre Kadı Efendi! Ne şikayeti?! Ben sadece seyirciyim. Bu büyük adalet karşısında ne diyeceğimi şaşırdım, nutkum tutuldu. Sen adaletinle bin yaşa e mi! diye dua etmiş.

İşte bir ülkede adalet yozlaşırsa böyle olur.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ MAKALELER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN POPÜLER

SON YORUMLAR