THEODOR HERZL’İN İBRETLİK SONU
Mustafa ATALAR
Osmanlı Devleti’nin bölünüp parçalanmasında ve tarih sahnesinden silinmesinde çok önemli roller üstlenen, modern politik Siyonizm’in kurucu babası, Dünya Siyonist Teşkilatı’nın kurucusu Theodor Herzl (1860-1904)’in başına gelenler de ibretliktir.
Daha İsrail Devleti kurulmadan önce ölmesine rağmen, bu devletin gerçek kurucusu olarak bilinen Herzl, 1904 yılında, daha 44 yaşında iken kalp krizinden öldü.
Eşi Julie zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen, yokluk ve fakirlik içinde öldü. Madde bağımlısı olan kızı Paulina, 1930 yılında, 40 yaşındayken, aşırı dozda eroin kullanımından hayatını kaybetti.
Babasının ölümünden sonra, din değiştiren, önce Baptist ve daha sonra Katolik olan tek oğlu Hans, kız kardeşi Paulina’nın cenazesinin kaldırıldığı gün, daha 39 yaşındayken, silahla intihar etti.
Herzl’in ikinci kızı Margherita ve kocası Richard, Theresienstadt’daki Nazi toplama kampında öldüler ve yakıldılar. Ailesine olanlara ve Avrupa’da katledilen Yahudilerin durumuna daha fazla dayanamayan tek torunu Norman ise 26 Kasım 1946 tarihinde, Massachusetts Bulvarı Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.
1946 yılına gelindiğinde, yani Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden silinmesinden sadece 23 sene sonra, Theodor Herzl’in ailesinden hiç kimse kalmamıştı.
Yahudiler, kendilerini soykırımlardan kurtaran, onları hiç kimse ülkesine kabul etmezken kabul eden, onlara huzur, güven, barış ve refah içinde bir hayat bahşeden Osmanlı Devleti’nin ve Türk Milletinin sayılamayacak kadar çok iyiliklerine kötülükle ve hainlikle karşılık vermişler, Osmanlı Devleti’nin bölünüp parçalanmasında, yıkılıp dağılmasında aktif rol oynamışlardı. Ama aynı Yahudiler özellikle de Selanik Yahudileri bu ihanetlerinin, hainliklerinin ve kötülüklerinin bedelini Osmanlı Devletinin yıkılışının üzerinden fazla bir zaman geçmeden ödemekten yakalarını kurtaramadılar. “Allah Aziz (çok güçlü) ve intikam sahibi değil midir? (Zümer Suresi, Ayet: 37).”
Bütün bunlar ve daha fazlası, Ali Yakup Cenkçiler Hoca’nın ‘Türklüğe, Türk Milletine ve Osmanlıya ihanet eden iflah olmaz!’ sözünün ezbere, rast gele bir söz olmadığını, önemli bir gerçeğe parmak bastığını net bir biçimde göstermektedir.